13 Kasım 2016 Pazar

Root Atmanın Zararları





-ZARARLAR
Telefonun veya tabletin yazılımına direk müdahale yapıldığı için bir çok üretici bu işlem sonuncunda cihazı garanti dışı bırakabilir. Ancak root edilmiş bir telefonu servise göndermeden önce un-root denilen yöntemle eski haline getirmek bir çok telefonda mümkün.
Root işlemi genelde basit ve sorunsuz bir işlem olsa da, deneyimsiz ve dikkatsizseniz telefona kalıcı zarar verebilirsiniz.
Root işlemi Türkiye’de kanuni bir engel yok ama bazı ülkelerde bu işlem yasak olabilir.
Root yapılmış bir telefona yazılımlar üreticiler tarafından otomatik gönderilmeyebilir (OTA Update). Bu durumda internetten yeni yazılımı indirip kendiniz kurmanız gerekir. Aslında bu durumu henüz ülkemize gelmemiş güncellemeri herkesten önce yükleme şansı elde ederek avantaja çevirebilirsiniz.
Gelişigüzel uygulama yükleyen biriyseniz virüslü veya ajan tipi uygulamalar yüklemişseniz telefona normalden daha fazla zarar verebilirler.
Bazı banka Android uygulamalarını çalıştırdığınızda cihazın root edilmiş olduğunu tesbit edip uyarı vermektedirler ama devam edebiliyorsunuz. Ancak henüz cihaz rootlu olduğu için bankacılık uygulamasını kullandırtmayan banka yok.
Bazı yeni ödeme sistemleri, örneğin Android Pay sistemi root‘lu telefonlarda çalışmayacak denilmektedir. Bu kesin bir bilgi değil henüz. Ayrıca henüz bu ödeme sistemi Türkiye’de kullanılmıyor.
Son olarak; bu işlerden pek anlamayan teknoloji özürlü diye tabir edilen arkadaşlarınızın saçma sapan güvenlik endişelerini dinlemek zorunda kalabilirsiniz.ALINTIDIR

Root atmanın Faydaları







-FAYDALAR
Telefonunuza ya da tabletinize, özelleştirilmiş ROM kurabilirsiniz. Yani telefonla gelen yazılım hoşunuza gitmiyorsa daha farklı ROM lar deneyebilirsiniz. Örneğin MIUI veya CyanogenMod ROM’ları.
Cihazınızın tüm dosya sistemine ulaşabilirsiniz. Yani Android sistemin kök (root) dizinine ulaşabilir tüm dosyaları görebilirsiniz. ES File Explorer veya benzeri dosya yöneticisi uygulamalar root yetkisi alıp bunu size sağlarlar.
Cihazınızın titreşim ayarları, ekran ayarları, işlemci hızı, gizli dosyaları, ses şiddeti ayarı, flaş ışığı yükseltmesi, kamera yazılımları gibi her türlü noktasını özelleştirerek performansını artırabilirsiniz (Bkz. Xposed Framework)
Root gerektiren uygulamaları kullanabilirsiniz. Mesela telefon konuşmaları temiz bir şekilde kaydeden yazılımlar. Titanium Backup gibi uygulamalar root edilmiş telefonlarda çok daha fazla fonksiyonellikler sunar.
Telefona yüklü gelen gereksiz uygulamaları silme şansı elde edersiniz. Normalde telefon üreticileri ve operatörleri birçok kullanışsız uygulamalar (bloatware) yükleyip size verirler ve bunları kaldıramazsınız. Bunlar tabiki bellekte yeterince yer işgal ederler. Ayrıca birçoğu arkaplanda gereksiz yere çalışıp cihazın bataryasının daha hızlı bitmesine sebep olurlar. Sadece bunlardan kurtulmak için bile root yapmaya değer.
Cihazınızda SD bellek varsa uygulamaları SD belleğe taşıyarak telefonun ana belleğini rahatlatabilirsiniz. Normalde bu işi sadece bu işlemi destekleyen bir kaç uygulama ile sınırlısınız.
Custom Recovery denilen özel kurtarma paketleri ile telefonunuzun recovery fonksiyonları genişletebilirsiniz. Böylece telefonun kolayca full yedeğini alabilirsiniz, gerektiğinde eski haline kolayca döndürebilirsiniz. TWRP ve CWM popülerdir.
Arka planda devamlı çalışan uygulamaları sınırlayabilir veya kapatabilirsiniz. Böylece cihazınızda boşta kalan bellek miktarını artırmış olursunuz.
AdBlock gibi uygulamalarla habire açılan reklam pencerelerini ve uygulama içindeki reklamları engelleyebilirsiniz.
Chazınızın ilk açılışta çıkan logosunu (bootscreen logo) değiştirebilirsiniz.
Bir çok yasaklı siteye veya ülkemizden ulaşılamayan sitelere DNS değiştirme yöntemi ile kolayca ulaşabilirsiniz. Normalde DNS değiştirme işlemini root yapmadan da yapabilirsiniz, ancak sadece WiFi bağlantıda işe yarar. 3G şebeke internet bağlantısında DNS değişikliği için root yapılmış telefona ihtiyaç var.
SADECE UZMANLAR İÇİN TAVSİYE EDİLENLER:

Cihazınızın Mac adresini değiştirebilirsiniz.
Cihazınızın Android ID bilgisini değiştirebilirsiniz.
Bir çok hack işleminde kullanılan penetrasyon test uygulamalarını (Örn: Wifi Kill vs) kullanabilirsiniz. Bununla beraber sizi saldırılara karşı koruyabilecek uygulamaları da kullanabilirsiniz. (Örn: Wifi Protector)
Android cihazınızda Linux kullanabilirsiniz. Sanal sistem üzerinde Ubuntu veya Kali Linux yükleyebilirsiniz.ALINTIDIR

12 Kasım 2016 Cumartesi

Teknoloji Satıcılarına Ceza Yağdı



Vatan Bilgisayar, Teknosa ve Gold Bilgisayar gibi milleti soyup soğana çeviren, piyasa değerinden fazlasıyla etiket yapıştırıp ürün satan firmalar rekabet kurulu tarafından milyarlarca cezaya uğradı.

[Resim: kE29GA.jpg]

Neden "Bozkurt" Türk'ün Simgesi



1- Bozkurtlar Türk'ler gibi ataerkil bir yapıdadır . (Yani ataya bağlıdır)

2- Bozkurtlar Türk'ler gibi teşkilat halinde bir yaşam sürerler.

3- Bozkurt sürüsünün Türk ailesindeki gibi bir
lideri vardır ve sürü o liderin emrinden çıkmaz.

4- Savaş şekilleri olarak benzerlik gösterirler .( Bozkurt sürüsü sağdan ve soldan giden öncüler akabinde de göbekten gelen ana kuvvetle saldırırlar Türk'lerdeki Hilal taktiği burdan gelir)

5-Bozkurtlar eşlerini kıskanırlar ( çok sağlam bir özellik)

6- Karda yürüyen 40 bireylik bir sürüyü takip eden biri sadece 5-6 ayak izi görebilir. Çünkü sürü önde giden lider Bozkurt'un ayak izlerine basarak ilerler. 6-7 kurt bulacağınızı düşünürken koca bir sürüyle
karşılaşabilirsiniz.

7- Bozkurtlar Türk'lerin oldugu gibi
özgürlüklerine düşkünlerdir . Dünyada evcilleştirilememiş tek hayvan olma ünvanı Orta asya bozkurtlarındadır ... Hayvan yakalandığında tüm hayvanların aksine gırtlak kısmında bulunan öd denen keseyi parçalar ve intihar eder.

8- Tüm hayvanlarda bir yavrunun annesi yada babası ölürse yavru da ölür. Fakat bozkurtlarda sürü hiyerarşisi buna müsade etmez yavrunun hem annesi hem de babası ölse dahi yavru hayatta kalır. Diğer sürü üyeleri yavruyu evlat edinir ve kendi yavruları gibi büyütürler.

9-Bir bozkurt sürüsü Sadece yiyeceği kadarını avlar ve yine harika bir özelliktir... Kuzulu koyuna saldırmazlar ( Yavrusu olan bir hayvana saldırmazlar)

//ALINTI

Osmanlı'nın Şuan ki Nüfusu




Osmanlı Hakimiyetine giren ülkeler ve nüfusları

1.Türkiye......................................... ......70,413,958
2.Bulgaristan..........................(545 yıl).......7,385,367
3.Sırbistan.............................(539 yıl).......9,396,411
4.Karadağ..............................(539 yıl).........630,548
5.Bosna-Hersek.......................(539 yıl).......4,498,976
6.Hırvatistan...........................(539 yıl).......4,494,749
7.Makedonya..........................(539 yıl).......2,050,554
8.Romanya.............................(490 yıl)......22,303,552
9.Moldova..............................(490 yıl).......4,466,706
10.Arnavutluk.........................(435 yıl).......3,581,655
11.Irak..................................(402 yıl)......26,783,383
12.Lübnan..............................(402 yıl).......3,874,050
13.Suriye...............................(402 yıl)......18,881,361
14.İsrail.................................(402 yıl).......6,352,117
15.Filistin...............................(402 yıl).......3,702,212
16.Ürdün................................(402 yıl).......5,906,760
17.Yemen...............................(401 yıl)......21,456,188
18.Umman..............................(400 yıl).......3,102,229
19.Birleşik Arap Emirlikleri...........(400 yıl)...... 2,602,713
20.Katar.................................(400 yıl).........885,359
21.Bahreyn.............................(400 yıl).........698,585
22.Yunanistan.........................(400 yıl)......10,688,058
23.Gürcistan............................(400 yıl).......4,661,473
24.Suudi Arabistan...................(399 yıl)......27,019,731
25.Mısır..................................(397 yıl)......78,887,007
26.Sudan (Nübye).....................(397 yıl)......41,236,378
27.Libya (Trablusgarp)...............(394 yıl).......5,900,754
28.Kuveyt...............................(381 yıl).......2,418,393
29.Eritre.................................(350 yıl).......4,786,994
30.Cibuti.................................(350 yıl).........486,530
31.Somali(Zeyla).......................(350 yıl).......8,863,338
32.Etiyopya doğusu...................(350 yıl)......54,777,981
33.Cezayir...............................(313 yıl)......32,930,091
34.Tunus.................................(308 yıl)......10,175,014
35.Ukrayna nın güneyi................(308 yıl)......36,710,816
36.Güney Kıbrıs Rum kesimi..........(293 yıl).........835,000
37.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti...(293 yıl).........265,000
38.Rusya'nın güney toprakları.......(291 yıl)......20,000,000
39.Slovenya.............................(250 yıl).......2,010,347
40.Macaristan...........................(160 yıl).......9,981,334
41.Fas.....................................(50 yıl).......33,241,259
42.İranın batı toprakları...............(30 yıl).......30,000,000
43.Azerbaycan...........................(25 yıl)........7,961,619
44.Polonya nın güneyi(Lehistan)....(25 yıl).......18,536,869
45.Ermenistan............................(20 yıl)........2,976,372
46.Slovakya (Uyvar)...................(20 yıl)........5,439,448


.................................................. .........................toplam :666,554,138

OSMANLI nın hoşgörüsünün en büyük ispatı bu olsa gerek 300,400,500 sene bir ülkeyi yöneteceksin ve hala oralarda gayrimüslimler olacak ve hatta
hatta sana karşı isyan başlatıp bağımsız devlet kuracak buna sadece ve sadece hoşgörü izin verir...


toplam:666,554,138

dünyadaki her 10 kişiden birisi OSMANLI ahali olacakmış

Kaynakça:
Ahmet KAVAS, Geçmişten Günümüze Afrika, İstanbul 2005, 202 s.
Ahmet KAVAS, Osmanlı-Afrika İlişkileri, TASAM Yayınları, İstanbul 2006, 224 s.
Numan HAZAR, Küreselleşme Sürecinde Türkiye
Türkiye Gazetesi Osmanlı İmparatorluğu Ansiklopedisi
1970 Hayat Ansiklopedisi
Erhan Afyoncu Sorularla Osmanlı İmparatorluğu
İlber Ortaylı Osmanlılar

Pc'ye vpn kuramayanlar için




1-İlk Öncelikle Opera Tarayıcı İndirip-Kurun.
2-Daha Sonra Operayı Açın Sol üstte Menu var ona tıklayıp ordan ayarları açın (alt+p)
3-Ayarlardan sol yanda gizlilik ve güvenlik var ona tıklayıp vpn yerini işaretleyin.

Bu kadar artık sorunsuzca internette gezebilirsiniz.

Not : Zenmate vb. kuramayanlar oldugu için anlatım.

Opera Link = http://www.opera.com/tr/computer/windows

PortalSepeti Denilen Virüsü Silme



İlk önce bilgisayara girip alt a basıp araçlar/klosor seçenekleri/görünüm/gizli dosyaları goster dıyoruz

Sonra

C:\Windows\System32\GroupPolicy giriyoruz buraya
GroupPolicy adlı klosoru temizliyoruz ve gidiyor

Unutturulan Zafer ; Kut'ül Amare




Kut'ül Amare Kuşatması (7 Aralık 1915 - 29 Nisan 1916), I. Dünya Savaşı esnasında İtilaf Devletleri ile İttifak Devletleri arasında Irak Cephesinde geçen bir muharebedir. 8.000 askerden oluşan İngiliz-Hint garnizonu Bağdat'ın 160 kilometre güneyinde Kut kasabasında Osmanlı ordusu tarafından kuşatılır. 1915 yılında bu kasabanın nüfusu 6.500 civarıdır. 29 Nisan 1916'da garnizonun teslim olmasını takiben kuşatma esnasında sağ kalanlar tutuklu olarak Halep'e götürülür.

Ordunun çoğu Hint Müslümanlardan oluştuğu için savaş sırasında İngilizlerin takviye ve yiyecek göndermedikleri bilinir.

Başlangıç
Tümgeneral Charles Vere Ferrers Townshend komutasındaki İngiliz 6. Poona Tümeni (Hint Tümeni) Bağdat'a ilerlemeye çalışırken 22-23 Kasım 1915'te Selman-ı Pak Muharebesi'ni (Ctesiphon) kazanamayarak geri çekildi ve 3 Aralık'ta Kut'a sığındı.

Kuşatma
Yeni kurulan Osmanlı 6. Ordusu'nun komutanlığına atanarak 5 Aralık'ta Bağdat'a varan Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa'nın emriyle Irak ve Havalisi Komutanı Miralay (Albay) 'Sakallı' Nurettin Bey'in birlikleri 27 Aralık'ta Kut'u kuşattı.

Yardım harekâtları
İlk yardım harekâtı korgeneral Fenton Aylmer komutasında toplanmış 19.000 kişilik orduydu. Ocak 1916'ta Ali Gharbi'den nehrin son noktasına vardılar.

Şeyh Saad Muharebesi
İngilizler Kut'u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki Tigris (Dicle) Kolordusuyla hücuma geçtiyse de 6 Ocak 1916 tarihli Şeyh Saad Muharebesi'nde 4.000 askerini kaybederek geri çekildi. Bu muharebede geri çekilme emrini veren 9. Kolordu Komutanı Miralay (Albay) 'Sakallı' Nurettin Bey görevinden alındı ve yerine Enver Paşa'nın kendisinden bir yaş küçük amcası olan Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi.

Vadi Muharebesi
İngiliz Ordusu, 13 Ocak 1916 tarihli Vadi Muharebesi'nde 1.600, 21 Ocak Hanna Muharebesi'nde 2.700 askeri kaybederek geri püskürtüldü. İngilizler Mart başında tekrar taarruza geçti. Ancak 8 Mart 1916'da Sabis (Dujaila) mevkiinde Miralay (Albay) Ali İhsan Bey (Sabis) komutasındaki 13. Kolordu'ya hücum ettiyse de 3.500 asker kaybederek geri çekildi. Bu yenilgiden dolayı General Aylmer azledilerek yerine General Gorringe getirildi.

Felahiye Muharebesi
Osmanlı ordusu Vadi'nin yukarısındaki Hanna'da mevzilendi. Burası Dicle ve Suwaikiya bataklığı arasında daralan kuru zeminde bir geçitti. İngilizler Felahiye Muharebesini ölü ve yaralı 2.700 miktarında kayıpla kaybetti. Kut garnizonu için felaketi getiren bir kayıptı.

İngiliz/Hint garnizonunun teslim oluşu

19 Nisan 1916'da 6. Ordu Komutanı Mareşal Von der Goltz Paşa, Bağdat'ta bulunan karargâhında tifüsten ölünce, yerine Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi.

29 Nisan 1916 Townshend birlikleri Kut'ta yaşanan açlıktan dolayı diğer 13 general, 481 subay ve 13.300 er ile birlikte Osmanlı Kuvvetleri'ne teslim oldu. Halil Paşa, Kutü'l-Amare zaferinden sonra 6. Ordu'ya yayınladığı mesajda şöyle dedi:

Arslanlar! Bütün Osmanlılara şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Osmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz.[2]

İngiliz kuvvetleri ve müttefikleri, 23.000 ölü ve yaralı, Osmanlı kuvvetleri 10.000 ölü ve yaralı vermiş, 13.000 İngiliz ve Hint askeri esir alınmıştır.

Sonuç

İngiliz tarihçisi James Morris, Kut'un kaybını "Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi" olarak tanımlamıştır. Bu yenilgi İngiliz basınında ve kamuoyunda çok büyük bir infial uyandırdı. Bunun üzerine General Lake ve General Gorringe İngiliz ordusunda görevlerinden alınmış ve yerlerine General Maude getirilmiştir.

Bu çarpışmaların askeri tarih açısından bir başka önemi de bilinen ilk havadan ikmal denemesini İngiliz ordusunun Kut'taki birliklerini ikmal için 26 gün boyunca Dicle'deki Ora Üssü'nden 3 adet Short 184 tipi 225 beygirlik deniz uçakları ile bu kuşatma sırasında gerçekleştirmiş olmalarıdır. Ancak bu çaba yeterli olmamış ve sonucu değiştirmemiştir. Halil Paşa Kut'ül Amare zaferine istinaden Kut soyadını almıştır.

Destek kuvvetlerinin gelmesiyle Kut şehrine ilerleyen General Frederick Maude komutasındaki Britanya kuvvetleri, İkinci Kut Muharebesi sonrasında 23 Şubat 1917' de Kut şehrini geri aldı.

Türklüğün Hakimiyet SEmbolü:Çift Başlı Kartalın Türklerdeki Yeri




Şamanizme göre; yer ile göğün arasındaki çelik kapıyı tutan kartal.
Orta Asya Türk inancına göre, insanlara gökyüzü ve yeryüzü yolculuklarında refakat eden koruyucu varlıklar kuş şeklindedir. Yükseklik, ululuk timsali kartalın, kutsal sayılması Altay kaya resimlerinden bellidir. Türkler kılıç kabzalarında bozkurt, at ve çift başlı kartal kabartma figürlerini kullanmışlardır.

Orta Asya inanışlarında ve şamanist eski Türkler de “Kartaldan türeme” inancı oldukça yaygın görülmektedir. Bu inanış efsanelerde de kendini gösterir; Yakut Türklerinde rastladığımız bu efsane şamanın kartaldan türediğine dairdir. Yakutların, uzun direklerin tepesine çift başlı kartal yontusu koydukları biliniyor.
Ayrıca Attila’nın ordusunun sancağı üzerinde Bozkurt ile beraber kartalında var olduğu biliniyor.
Bu figür Anadolu yerleşimlerinde de kullanılmış olup bunun en güzel örneklerini Hititler’in Alacahöyük ve Yazılıkaya’daki çift başlı kartal kabartmalarında görmekteyiz.

Selçuklu Devleti de çift başlı kartal sembolünü kullanmıştır. Ayrıca Oğuz boylarının ongunlarının yırtıcı kuşlar olması da dikkat çekicidir. Türk halılarında en çok kullanılan canlı figürü kartaldır. Selçuklular zamanında yapılan Döner Kümbet(Kayseri), Hüdavent Hatun Türbesi(Niğde), Çifte Minareli Medrese (Erzurum), Yedi Kardeş Burcu(Diyarbakır) gibi mimari eserlerde çift başlı kartal figürü kullanılmıştır.
Çift başlı kartal güç ve kudretin sembolüdür. Doğunun ve batının hakimiyetini sembolize eder.
Çift Başlı Kartal sembolünü, Türkler Orta Asya kültüründen göçler ve fetihler sayesinde tüm Dünya’ya taşımıştır. [IMG][

Eski Türk kadınının güzelliği ve gücü


Bin yıl önce Türkler kadın güzelliğini nasıl anlatıyordu?

Kâşgarlı Mahmud, Divânu Lügati't-Türk'te kadınlara verilen özük unvanından söz ederken ruhu altın gibi temiz olan kadının altın özük, vücudu inci gibi pürüzsüz kadının da ertini özük diye tanımlandığını belirtiyor.

Kadın güzelliğinin değerli maden ve taşlarla tanımlanması ilgi çekicidir. Ertini sözünün emsalsiz inci anlamında kullanıldığı bilgisini veren Kâşgarlı Mahmud, kadının süslenmesini de bezendi, bilezüklendi, büründi gibi madde başı sözlerde çeşitli cümlelerle örneklendirmektedir: Uragut bezendi, Kadın süslendi; İşler bilezüklendi, Kadın (kendisine) bilezik taktı; Uragut yogurgan büründi, Kadın süslü bir örtüye büründü.

Türk Dil Kurumu'nun yayınladığı Şükrü Haluk Akalın imzalı Kâşgarlı Mahmud ve Divânu Lügati't-Türk adlı eserde yer alan bilgilere göre; Divânu Lügati't-Türk'te yer alan bir atasözü de kadının giysisinin renginin onun ruh durumunu gösterdiğini bildirmektedir. Kızıl sözünün açıklandığı bölümde Kâşgarlı Mahmud örnek olarak "Kılnu bilse kızıl keder, yaranu bilse yaşıl keder" atasözünü verir. "Kendini sevdirmeyi bilse kırmızı giyer, yaranmayı bilse yeşil giyer" diye bu atasözünü anlamlandıran Kâşgarlı Mahmud , mutlu olmak için iyi geçinmesi öğütlenen kadınlara söylenen atasözünü şöyle açıklıyor: "Kadın kocasıyla iyi geçinmek isterse kırmızı ipekli elbise; kocasına nazlanmak isterse de yeşil ipekli elbise giysin..."

Kâşgarlı dan bir öğüt: Kızlarla güreşme!

Oğuz Türkçesindeki kısrak sözünün açıklandığı maddede erkeklere kızlarla güreşmemeyi öğütleyen bir Hakanı yani Karahanlı atasözünden söz edilmektedir. Üstelik bu atasözü, tarihî bir olaya dayandırılmaktadır.

Tarihte Türk kızlarının da çok iyi at bindiği, çok sert yay çektiği, çok iyi güreştiği ve savaştığı bilinmektedir. Bu ifade Kâşgarlı döneminde de kızlarla erkeklerin güreş yaptıkları bilgisini aktarmaktadır.

Kısrak Genç dişi at. Oğuz lehçesinde herhangi bir kısrak. Şu atasözünde de geçmektedir: Kız birle kiireşme, kısrak birle yarışma; Kız ile güreşme, kısrakla yarışma. Kızla güreşme çünkü güçlüdür, seni yere yıkar, alt eder; kısrakla yarışma çünkü kısrak attan daha çeviktir ve yerinde duramaz, seni Kısrak geçer. Bu Hakanîlere ait bir atasözüdür. Sultan Mesud'un gerdek gecesinde eşinin ayağına dokunuşuyla yere yıkılması üzerine söylenmiştir. Kâşgarlı Mahmud'un sözünü ettiği kişi, Gazneli Sultan Mesud'dur.


Alıntı 
    

Sanal RAM Oluşturma




Çalışma mantığı harddiskin bir bölümünü ram olarak kullanmasıdır. Bu değişiklerle bilgisayarın performansını biraz daha arttırabiliriz.

Öncelikle Bilgisayara Sağ Tıklayıp Özelliklere Basıyoruz

Gelen Ekrandan
Performans Bilgileri Ve Araçlar Bölümüne Tıklıyoruz



Sonra
Görsel Efektleri Ayarla



Gelen ekrandan Gelişmişe tıklıyoruz sonra Değiştir Butonuna basıyoruz.



Son olarak Gerekli Ayarlamaları Yapıp Ayarla Butonuna basınız.



Bilgisayarınızı kapatıp açtıktan sonra aktif olacaktır.

24 Ekim 2016 Pazartesi

Deep Web 5.Seviyeye Giriş |Dev Konu|




Merhaba Arkadaşlar Ben BLEİSY Sizlere Önceden Bu Makaleyi Yazıcağımı Söylemiştim Ve Makaleyi Sonunda Bitirdim.
Uzun Bir Araştırma Ve Tecrübe Sonucu Closed Shell Sistemini Anlatacağız Ve Girmeye Çalışacağız. Bu Kadar İyi Anlatım Tektir.
Şimdi Konumuza Geçelim Arkadaşlar CSS (Closed Shell System) Hakkında Küçükte Olsa Araştırma Yapmadıysanız Ne olduğu
Hakkında Fazla Fikriniz yoksa Bir Kaç Araştırma Yapmanızı Öneririm Çünkü sonradan Bilmeyenler Boş Boş Bakıyor.


İhtiyacınız Olan Şeyler
-Kali Linux


Gerisi Artık Kafayı Çalıştırmaya Kalmıştır. Ve Linux Temel Bilginize.
Şimdi Biraz Anlatayım Bilindiği Üzere 4.Seviye ye Kadar Tor Browser La Giriş Yapabiliyorsunuz.
Normal Tarayıcılarla Giriş Yapamıyorsunuz Neden Çünkü Erişim Kısıtlı Bizlere Kısıtlamışlar. CSS Mantığı aynıdır Sizlere kısıtlarlar.
Bunuda Sadece Vpn Kurabillenler Girebilirler. O Meşhur Vpn imizin Adı İse CHAOSVPN Linux ortamında sadece kurulumu gereçekleşir.
Kurarken Çok Hatayla Karşılaşabilrsiniz.Ama Biraz Temel Bilgisi Olanlar Bunu Atlatmanın Yolunu Bulacaktır.Aslında Gerçekten Çok Basittir.
CV (Chaosvpn) sitesinde bile Yani Wikide Bile Açıklamalı Bir Şekilde Kali Linux'a girilecek Komutlar Anlatılmıştır.
Genellikle Zorlandığınız Kısımlar Chaosvpn.conf Denilen Vpn Yapılandırma Dosyasıdır. Burada Önemli Olan Şey ipv4 Kısmıdır.
Neden Diye sorarsanız. Bilenler bilir CV nin resmi Sitesinde İp Ranges Kısmı vardır. Oradaki İp lere Bakacaksınız Ve Orada Olmayan Bir
İp Adresini Yazıcaksınız .conf Dosyasına Oda Nerde Diye Sorarsanız my_ipv4 Kısmı Vardır Oraya Yazacaksınız Belki Yanlış Olabilir Şuan Tam
Hatırlayamadım.Neyse Devam edelim Bir de Üstte Nodename Kısmı vardır. Orayada Hiç Kullanılmamış Bir Nick Name Yazacaksınız.Mesala Bleisy.
Yapılandırmamız Bu Kadar. Sonra Başlatmak İçin Terminale "/etc/init.d/chaosvpn start" Şu komutu verdiğimizde sorunsuz çalışırsa anlarsınız zaten.
Eğerki İp Ranges Kısmında oda Açmak İstiyorsanız O conf dosyasında ki (ip adresi , nodename vs) Gibi şeyleri wikiye kayıt olarak adminin email adresine
atarsanız o sizi ipranges kısmına yerleştirir. Ama bizim oda açmayla işimiz yok .
Bizim Asıl işimiz başka odalara girmek ip ranges kısmında gördüğünüz kişileri bulmanız lazım bunlara OWNER denir bizim tabirimizle Admin. Bazılarının
Üstüne tıkladığınızda kendi sitelerini bırakırlar yada iletişim adreslerini oralardan ulaşabilrsiniz. Ulaştıktan sonra muhabbet edip sizi odasına almasını
sağlayacaksınız.Bu kadar basit size bir kullanıcı adı şifre ve rpa key verecektir. Bunla odaya giriş yapacaksınız. İçeride Çok fazla belge dönüyor ve de linkler.
Kafanıza Göre Hiçbir odaya giremessiniz.Admin izin vermeden. Şimdi Biraz da olsa kafamızda ki taşlar yerine oturduysa Sizin bana sorduğunuz sorulara geçelim


Kriptografileri Nasıl Aşıyorsun ?
--Buna Gerek Yok admin size rpa key veriyor.

Router Gerekli mi ?
--Hayır Gerekli Değil CV zaten bunun için var routerli giriş de yapabilrsiniz. Şöyle Düşünün Adam New york felan sokak felan apartmanı bu kişinin ağına bağlanmak
için ya kablo çekmeniz lazım ya chaosvpn yada router.


.closs .rdos .lll gibi sitelere erişebilrmiyim ?
--Hayır erişemessin kendi resmi sitesinde girişte kocaman yazıyor . Ama içeriden bazı kişilerle konuşursanız onlar sizi sokabilir.
Hangi İşletim Sistemi ?
--Kali Linux

Kafamıza Göre Girebilirmiyiz ?
--Giremessin Admin İzin Vermeden.

Güvenlikle İlgili Ne Yapmalıyım ?
--Bunun İçin Bu işe girmeden önce kendini savunmayı sosyal mühendislik saldırılarına düşmemeyi öğreneceksin.

Girdikten Sonra Ne Olur ?
--Odaya girdikten sonra tamamen internetle iletişiminiz kesilir sadece o ağdaki pclerle veri akışı ve konuşma yapabilrsiniz. Kendi internetiniz yarattığınızı düşünün.

Şuanlık Sorular Bunlar aklıma Başka Gelmedi Aklınıza Takılan Olursa Yorumlarda Sorun !!!!!

CV yi Kurduktan sonra Şu siteye Girebiliyorsanız Başarılı Olmuşsunuz Demektir.


http://hash.colab.hack/

ChaosVPn Resmi Sitesi : https://wiki.hamburg.ccc.de/ChaosVPN
İp Ranges Kısmı : https://wiki.hamburg.ccc.de/ChaosVPN:IPRanges

Kolay Gelsin . Yorumlara Buyrun .

Konu Sabitlense Çok Sevinirim.

İp Ranges Kısmı

http://i.hizliresim.com/MklZd7.png

Baştaki Herzaman Dediğim not Kısmı :

http://i.hizliresim.com/yVnDG0.png

23 Ekim 2016 Pazar

facebook kapatma

facebook kapatmak öyle basit bir işlem değil illa birinin hesabını kapatıcam diyorsanız aşağıdaki anlatımı okuyabilirsiniz. bu işlemden %100 sonuç alamayabilirsiniz yinede kapanma olasılığı daha yüksek

1: Öncelikle bir tane e posta hesabı açıyoruz facebook a kayıtlı olmuyacak (formumuza yanıt yollamaları için)
2: Vpn kullanarak kendimizi almanya üzerinde göstericez
3: facebook anasayfasına gelip dili almanca yapıcaz
4: facebook taklit hesap formunu açıcaz alman taklit formu
5: formu istenilen şekilde dolduracaz not:/ form almanca olduğu için zorlana bilirsiniz translet ile çeviri yapıp doldurun
6: açıklamayı yazacağınız zaman almanca olması gerekiyor translet ile çeviri yapcağınız zaman düzgün biçimde çeviri yapın 
7: formu yolluyoruz ve 1-2 sonra geri bildirim geliyor eğer kapanmamışsa yeni bir kimlik oluşturup tekrardan atın pes etmeyin yani ben bu yöntemi yaklaşık 1 senedir kullanıyorum ve iyi sonuçlar elde ettim.

Android Sistemi Ele Geçirme[Kesin Yöntem]





S.a Arkadaşlar Birçok android telefon sploit meterpreter ile hacklenebilir.Fakat çoğu insanın bunun farkında olmadığı gibi , sploit pek kullanıcı dostu değildir.Fakat Androrat adında basit bir araç kullanarak herhangi bir android cihazı hacklemek mümkün.Androrat ile aşağıda verilen şeylere erişebilirsiniz :

-Telefonu titretebilme
-Varsayılan tarayıcıda bir siteye girme
-Tüm mesajları alabilme
-Sms yollayabilme
-Gps ile yer tespiti yapabilme
-Alınan mesajları anlık olarak izleyebilme
-Kamerası ile canlı olarak video izleme
-Anlık olarak telefon durumunu görme(gelen arama , cevapsız arama vs.)
-Mikrofondan canlı olarak ses alma
-Kameradan foto alma
-Kişilere erişme

Androrat ile neredeyse herşeyi yapabiliyorsunuz.Tek yapmanız gereken hedef telefona basit bir kurulum.Ayrıca herhangi bir apk dosyası ile serverinizi birleştirebilirsiniz.
GERAKLi OLAN ŞEYLER;

-Androrat
(İndirmeden önce windows defender ve antivirüsünüzü kapatın.Hack programı olduğu için virüs olarak algılanıyor)

-Router Port Forwarder(Wifi'dan bağlanıyorsanız)

-Bir android cihaz

-İyi bir internet bağlantısı

BAŞLIYALIM;
1-)Router Port Forwarder'ı indirin.

2-)Kurun ve açın.

3-)Bu program otomatik olarak modem numaranızı ve modelinizi gösterir.

Resim, takriben 19% (500x330) ölçeklenmiştir. Orjinal boyutta (611x403) görmek için bu çubuğa tıklayın. Yeni bir pencerede açmak için resme tıklayın.
[Resim: Router%2BPort%2BForward.jpg]


4-)"Port forwarding" bölümünden "add" sekmesine gelin

Resim, takriben 18% (500x333) ölçeklenmiştir. Orjinal boyutta (609x405) görmek için bu çubuğa tıklayın. Yeni bir pencerede açmak için resme tıklayın.
[Resim: Router%2BPort%2BForward1.jpg]


5-)Açılan pencerede port name yazan kısma istediğinizi yazın.

6-)Protocol yazan kısmı TCP de bırakın

7-)Açmak istediğiniz portu yazın(8080,1234,4821,6841)

8-)Ve son olarak internal adresiniz.

9-)İnternal adresinizi öğrenmek için ;

Başlat>çalıştır kısmına gelip açılan pencereye "ncpa.cpl" yazın ( tırnaklar yok.) Bu aktif internet bağlantılarını açar.

Bağlı olduğunuz ağa , sağ tık > durum > detaylar kısmına gelin.
[Resim: networkconnections1.jpg]
İnternal adresiniz Ipv4 yazan yerin karşısındadır ( 192.168.XX.XX. gibi bişeydir.)

APK OLUŞTURMA;

1-)Androrat.zip dosyasını indirin ve kurun.

2-)Bir başka siteden birleştirmek istediğiniz herhangi bir apk dosyasını indirin.(Temple Run,Subway Surfers vb.)

3-)Androrat.zip'i masaüstüne çıkardıktan sonra AndroRat Binder adlı uygulamayı açın.

Resimdeki gibi görünecektir.
[Resim: androrat.jpg]

3-)İp yazan yere İpv4 adresinizi yazın.(İnternal Adresiniz.)

4-)Port yazan kısma açmış olduğunuz portu yazın.

5-)Target apk yazan yerde , serveri birleştirmek istediğiniz apk dosyasını seçin

6-)GO butonuna basın ve biraz bekleyin.

7-)İşlemler bittiğinde son apkyı aynı AndroRat klasörünün içinde görecekisiniz.

8-)Şimdi bunu kurbanınıza yollayın ve açmasını sağlayın.

CİHAZI KONTROL ETME İŞLEMİ;

1-)Server apknızı kurbanın telefonuna kurduktan sonra, kullanışlı bir arayüz ile onu kontrol edebilirsiniz.

2-)Androrat dosyasının içindeki androrat dosyasını açın.

3-)AndroRat adında bir java uygulaması göreceksiniz.Bu uygulamayı açın ve gelen gelen uyarılara evet diyin.

Resim, takriben 28% (500x265) ölçeklenmiştir. Orjinal boyutta (687x363) görmek için bu çubuğa tıklayın. Yeni bir pencerede açmak için resme tıklayın.
[Resim: tocontrol.jpg]


4-)Sol üstdeki "SERVER" kısmına gelin ve daha önceden açmış olduğunuz portu girin.

5-)Kaydedin ve uygulamayı kapatıp açın.Şimdi yazdığınız portu dinleyerek başlamış oldu.

6-)Uygulama içinde bağlanan cihazları yani kurbanlarınız cihazlarını göreceksiniz.

7-)Bağlanmak istediğiniz cihaza çift tıklayın.

8-)Kontrol butonları ile dolu bir pencere karşımıza çıkıyor.

Resim, takriben 26% (500x435) ölçeklenmiştir. Orjinal boyutta (669x581) görmek için bu çubuğa tıklayın. Yeni bir pencerede açmak için resme tıklayın.
[Resim: tocontrol1.jpg]


NOT: Bu İşlem Kurbanınız İnternete Bağlı Olduğu Sürece Kullana Bilirsiniz.

İNDİRME LİNKİ;

AndroRat = TIKLAYIN

VirusTotal:https://www.virustotal.com/tr/url/cfc5f7ba9845e240751881a768e7c76afe5a183acf76b92213475007ae01af5e/analysis/

Router Port Forwarder = TIKLAYIN

VirusTotal:https://www.virustotal.com/tr/url/0690d5218b119b22df299b9946c6fb6d338fd23a523c96f376fb211a3168b4ae/analysis/

Vampiler Büyük Adadamı


Vampir kültürü Babil'den kalan örneklere dayanır ve yüzyıllar boyunca değişimini inceleyen kapsamlı folklorik tarihsel araştırmalara konu teşkil eder. Kan emme ve öldükten sonra dirilme efsaneleri Ortaçağ’da fazlaca yayılmıştır.

Vampir varlığına inanan bilim insanları vampirlerin kendilerince belirlenen özelliklerini şöyle özetler ;
Acıyı en az düzeyde hissederler,
Vücutlarında özelliklede yüzlerinde çürüğe dayalı hafif çukurluklar ve izler bulunur,
Göz renkleri sürekli değişim içindedir ve iki göz asla aynı renkte bulunmaz.
Beklenmedik zamanda, fark edemeyeceğiniz kadar hızlı ve bir o kadarda güçlü tepkiler verebilirler.
Ten ısıları sürekli değişiklik içindedir.genellikle soğuktur.
Gün ışığından etkilenmezler ama popüler kültürde tam tersi bir etki yaratılmıştır .
Düşünce okuyabilirler bu nedenle onlara karşı koymak imkânsız gibidir.
Zekalarını ve güçlerini asla bir kitlenin anlayacağı bir şekilde dışarıya vurmazlar.
Bahsedildiği gibi köpek dişleri kurbanlarının boyun damarlarını ısırmak için ilgi çekici büyüklüktedir.

Osmanlının son dönemlerinde de korkunç bir vampir vakası vuku bulmuştur. Büyükada da yaşanan bu olayın bazı kanıtları hala Atina’daki Saray Müzesinde sergilenmektedir.

Yıl 1805 Osmanlı Devleti’nin başında III Selim var. Avrupa’da Napolyon bonapardın orduları hızla ilerlerken Osmanlı Devleti de Rus Çarlığı Desteğinde ki İngiltere ile savaş halindedir. Osmanlı ülkesi Müslüman teba için ne kadar çekilmez haldeyse gayri müslim teba için o denli güzeldir. Şöyle ki imparatorlukta askere sadece Müslümanlar alınmakta oluşan piyasa boşluğunda ise ticaret Yahudi, ermeni ve rum asıllı Osmanlı vatandaşlarının eline bırakılmaktaydı.

1805 Yılının ağustosunda Prens takım adalarının en büyüğü olan büyük ada da zengin bir kuyumcu eşrafının çocuğu olan yorgo çocukluk arkadaşı manolis ile sandalla yüzmek için açılırlar. Sanal durmadan kıyıdaki kayalıklara atlayan manolis başını kayaya çarpar ve beyin kanaması geçirerek ölür. Aradan bir süre geçtikten sonra Yorgo bir gece yarası manolisi büyük ahşap evlerinin bahçesinde gördüğünü iddia eder fakat bu sözü dikkate alınmaz. Bir süre sonra ada sakinleri ahırlarında bulunan hayvanlarını boğazları parçalanmış olarak bulmaya başlar. Bunun sebebi vahşi bir hayvan olabileceği düşünülür, fakat bu tür bir eylemi gerçekleştirecek kadar büyük bir hayvan büyük ada da yaşamamaktadır.

layı seyreden birkaç ay içerisinde adada ikisi kadın 3 genç ortadan kaybolur, ada sakinleri arasında kızların İstanbul da Müslüman sevdikleri olduğu ve onlara sandalla kaçtıkları söylentisi yayılır. Ancak çok geçmeden bunun böyle olmadığı anlaşılır. Ada sakinlerince bugünkü rum yetimhanesi civarındaki ormanlarda zaman zaman gençler görülür. Bunun üzerine gençleri aramak için 15 – 20 kişilik bir grup oluşturulur. Ormanlar tarumar edilir gençlere ait elbise parçaları ayakkabılar bulunsa da ölü yada diri kimseye rastlayamazlar. Ardından geçen günlerde adanın nisbeten daha tenhalık bir kısmında oturan yaşlı bir çift boğazları parçalanmış halde bulunur.

Bu olay Ada’da büyük bir infial başlatır. Adalılar dönemin önde gelen ortadoks din adamından bir açıklama yapmasını bu olayın ne olduğunu ve nasıl durdurulacağını insanlara anlatmasını ister. Görevli vaizse konuyu Yunanistan’daki yüksek Ortodoks kilisesine danışacağını söyleyerek zaman ister. Vaiz Yunanistan’a gönderdiği mektupta tüm detayları açıkça anlatır fakat bu arada aynı şekilde iki kişinin daha cesedi bulunur ada’da Yunanistan’a ulaşan mektup dikkatle incelenir konunun bir vampir olayı olduğu düşünülür ve vampirlere karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiğini anlatan detaylı bir mektup ve bir vampir kiti gönderilerek vaize cevap verilir.

[Resim: rEb4AN.jpg]

Vampir Öldürme kitleri 18. yy başlarında özellikle Doğu Avrupa ve Karpatlar da yaygın olarak kullanılmıştı. O dönemde özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde bir vampir istilası olduğu söylentileri yaygın olduğu için özellikle bunun için seyahat eden vampir avcıları için üretilmiş nadir bir kitti. İçinde olan silahlar , kutsal ürünler ve kitaplar bir vampiri tanımlamak ve onu yok etmek için yeterli ürünlerdi. Peki nedir bunlar ve ne işe yararlar

[Resim: 1NAb1p.jpg]

Ahşap kazıklar ve tokmak: Bu kitlerin beklide olmazsa olmazı ve en önemli parçasını ahşap kazıklar ve tokmaklar oluşturur, kazığın yapıldığı ağaç, bazı kültürlerde farklılık gösterirken , bazende etkisini arttırmak için kazığın sivri ucuna sarımsak solüsyonu sürülür yada gümüş başlık çakılırdı. Bazende haç formunda hazırlanırdı. Basit bir işlem gibi görülse de aslında iki büyük göğüs kemiğinin arasına ya da birden fazla kaburganın kırılması ile kalbin içinde bir delik açılmasıyla işlem son buluyordu. Çok kanlı olan bu işlem aslında vampir öldürme ritüelindeki bitiş noktasıydı.

[Resim: aXZv45.jpg]

Gümüş bıçak yada gümüş mermiler:
 Aynı zamanda kurtadam ritüellerinde de kullanılan bu iki nesne. Vampirleri yaralamak ve onları güçsüz düşürüp öldürmek için atılan ilk adımdı. Fakat kullanılan gümüşün saf ve katkısız olması gerekliydi.

[Resim: 7AGJOW.jpg]

Haç: Vampir olduğundan kuşkulanan kişilere gösterilip tepkilerine göre anlamak ve onları uzak tutmak için kullanılırdı. Fakat çok güçlü vampirler karşısında işe yaramadığı söylenirdi.

[Resim: PQbdR9.jpg]

Kutsal Kitap: Vampirleri uzak tutup onların içindeki kötü ruhu savmak ve rahatsız edip ,güçsüz düşürmek için kutsal pasajlar okunmak için kullanılırdı.

[Resim: kEPz3W.png]

Vampir şişeleri: Bu şişelerin içinde vampir avında kullanılan ve onu güçsüz düşürecek bazı tozlar ve kanlar bulunurdu, bunlar

[Resim: VEJnlB.jpg]


Kükürt
Kutsal Su
Sarımsak tozu
Vampir Kanı
Ölü Kanı
Kurtboğan Çiçeği Tozu
Gümüş Tozu
Vampir Külü

[Resim: 5YOld5.jpg]

Büyük pala yada hançer: Öldürülen vampirlerin bazen geri dönmesini önlemek için kafasını kesmek için kullanılırdı.

[Resim: WbOvEQ.gif]

Vaiz mektubu ve kiti aldıktan sonra durumu tüm gerçekliği ile ada halkına anlatmanın onları korkutup adadan kaçıracağını ve adanın tamamen Türkler’e kalacağını düşünerek mektuptaki bilgileri sadece belli başlı kişilerle paylaşmaya karar verir. Ada’nın güçlü kuvvetli gençlerin den bir ekip kurulur. Ormanlar yeniden aranıp taranmaya başlar günler süren aramalar sonucu yine bir netice alınamaz. Bir süre sonra Pazar ayininden evine dönerken kestirme yolu kullanmak isteyen bir adam ormandaki patika yola sapar ve saldırıya uğrar. Saldıran kişi ise Manolis’tir orada devriye gezmekte olan Osmanlı zaptiyesi ve yetişen diğer halkında yardımı ile güçlükle elleri ayakları bağlanarak ada karakolunda nezarethaneye konulur. Bu arada Manolisin hortladığına dair adada söylenceler başlar.

Osmanlı Devleti savaş halinde olduğu için adada görevli sadece iki zaptiye vardır onlarda ne yapacaklarına karar veremeyerek durumu istanbuldaki Zaptiye amirine bildirirler zaptiye amiri daha önce istanbul’da ada hakkında bazı dedikodular duymuştur fakat resmi kaynaklardan gelen bu rapora hayret eder ve durumu dönemin şeyhülislamı Zenbilli Ali Efendiye bildirir bu sırada Manolis nezaretin küçük demir penceresini parçalayarak kaçar. Vaiz önderliğindeki ada halkı ada mezarlığına giderek Manolisin mezarını açarlar ancak Manolisin tabutunun boş olduğunu görürler tabutun parçaları eski bir roma geleneği uyarınca , vampirin yaşarken ait olduğu aileye musallat olmaması için Manolisin babası tarafından evlerinin kapısının üzerine çakılır. Günümüz de Karadağ sokakta bulunan bu ev restore edilerek boyanmış olmasına rağmen tabutun parçaları halen görülebilmektedir. Manolis ve diğer gençlerin ise vaiz ve ekibi tarafında bulunup öldürüldüğü düşünülmekte olsa da bu konuya dair bir bilgi veya belgeye rastlanamamıştır. Konu ile ilgili daha başka bir bilgi bulunmaz ve tarihin gizemli tozlu raflarına kaldırılır.

İnanılmaz bu tarihsel olaya biraz daha yakından bakacak olursak, bazı olayların bu konuyu destekler biçimde ilerlediğini ve bazen de olayın gizemini sürdürdüğünü görebiliriz. Bunlara sırası ile bakarsak

Vaizin Yunanistan’daki patriğe yazdığı mektup hala Yunanistan Atina daki daha sonra müze olan sarayında sergilenmektedir. Mektubun orjinali 20 sayfa olup ,bizim elimizde sadece 2 sayfalık kopyası bulunmaktadır.

[Resim: A3lM6q.jpg]

Manolisin babası tarafından evlerinin kapısının üzerine çakılan tabut parçasının olduğu ev Hristos Manastırı'nın olduğu alana çıkan sokaklardan birinde bulunmaktadır. Hristos Manastırı'nın Bizans'daki varlığı, Mikhail 1 Comnenus döneminin 1158 tarihli bir kaydına dayandırılır. Ayrıca manastır 18yy. ortalarında detaylı bir restorasyon görür bu restorasyonu yapan kişinin ise Kont Moris Bostari olduğu rivayet edilmektedir.

Kont Moris Bostari gerçekten ilginç ve gizemli bir kişidir. Avrupa’da çoğunlukla da, Macaristan ve Romanya’da kiliseler ve dini yapılar inşa etmiştir. Bu iki ülke de tarihinde pek çok vampir söylencesi ve efsaneleri olması ile bilinir. Kont Moris Bostari’nin bu olay ile olan ilgisi ise ada da kaybolan gençlerin genellikle rum yetimhanesi civarında görülmesidir. 1898 yılında Bu yetimhaneyi yapan şirketin başındaki kişi Kont Moris Bostari dir. Bu yetimhane 5 katlı bir otel olarak inşa edilmiş ancak Kont Bostari, oteli açmak için izin alamayınca otel satılığa çıkmış ve hayırsever bir Rum olan , Elini Zafiri oteli satın almıştır. Yetimhanenin bulunduğu yere biraz dikkat edersek, ada içinde bir otel için fazla uzak ve sarp bir yerdedir. Sahile yakın ve manzaralı pek çok yer varken, ada halkından uzak ve sarp bir noktada, tabiri caizse gözlerden uzak bir yerde bu otelin yapılmasının nedeni acaba vampirler için bir toplantı ve barınma yeri mi oluşturmaktı? Kont Moris Bostari ile ilgili detaylı bilgilere ulaşmak istesek de tıpkı bir hayalet gibi neredeyse isimsel bir kişi görülmektedir. Günümüz de internet de aradığımız her şey hakkında yüzlerce sayfalık bilgilere ulaşsak da. Bu gizemli kont hakkında yazılan iki üç cümleyi geçmemektedir. Sanki onunla ilgili her bilgi saklanmış yada silinmiştir. Fakat ulaşılan en önemli bilgilerden biri Kont Moris Bostari’nin aforoz edilmesidir. Kiliseler,manastırlar dini yapılar yapmakla ilgilenen bu kişinin ne gibi büyük bir günah işleyip de aforoz edildiği ise bilinmemektedir.

Fenerbahçeli efsane futbolcu Lefter, çocukluğunu Büyükada da geçirmiş ve oraya defnedilmiştir. Hayatını ve anılarını anlattığı kitaplarda ve yazılarda şu nokta dikkat çeker , efsane futbolcu çocukken yaramazlık yaptığı vakit, büyükleri tarafından vampirler gelir seni götürür diye korkuturmuş. Bu noktada ada gibi kapalı sayılabilecek bir ortamda ve toplumda çocukları korkutmak için vampir söylemi nerden çıkmıştır? Genelde çocukları korkutmak için kullanılan ve evrensel sayılan ve her toplumda farklı isimle bilinen öcü-hortlak yerine. Daha korkutucu oldukları düşünülen vampirler kullanılmıştır? Ve neden bunu sadece adada bulunan kesim kullamıştır. Çünkü anakara yani İstanbul da bu tür bir söylem kullanılmamıştır ?

Söz edilen mezarlık çoğunlukla kapalı halde durmakta ve çok özel izinler ile defin kabul edilmektedir. Vampire ait olduğu söylenen mezarın ise uğursuzluk ve geri dönmesinden korkulduğu için tahrip edilip, yok olduğu söylenmektedir.

İlginç olan ve kayda değer önemli başka bir şeyde .Nedeni tam olarak açıklanamasa da, emniyetin istatistiklerine göre İstanbul ilçelerinde en çok kaybolma vakası büyükadada olmakta .

Beklide onlar hala aramızda…

Ne kadar insansınız ?



Merhabalar, yazının başından uyarıyorum çünkü bazı şeylerle yüzleşmeniz gerekiyor..
Ben ise yüzleşmemek için her gün kendimi paralıyorum...
Sanırım içimdeki vicdan kırıntıları beni rahatsız ediyor.

Uzun yazıları okumaya üşenen arkadaşları kapı dışarı ettiysek, sanırım başlayabiliriz.

Size anlatmak istediğim bir hikaye-ibretlik birşey değil sadece bir çaresizlik durumudur ki
Bu küresel anlamda tüm masum insanları tehdit etmektedir...

Çok kısa süreliğine hayatı sorgulamaya ve anlamaya çalıştım,
Bunu başlatan şey ise engelli bir insandı, tekerlekli sandalyesinden mendil satarak
geçinmeye çalışan insandı hemde..
Başta onun asil olduğunu düşündüm yaptığı şey yani gösterdiği çabası benim takdirimi
kazanmıştı ama biraz izleyince insanların ondan kara veba yayan bir canavarmışçasına
uzaklaştığını gördüm, söylemeye çalıştığım şey adamın hali değildi...
İnsanlığımızın haliydi...

Beni harekete geçiren şey de bu oldu ki artık rahat uyuyamıyorum...

İnsanların duyarsızlığı veya umursamazlığı beni şaşırtıyordu.
Eminimki sizde benzer anlar yaşamışsınızdır tabi gözleriniz görmekten fazlasına yarıyorsa...

Peki sizi ve beni ondan, mendil satan adamdan farklı kılan şey neydi ?
Sadece şansımızdı.
Eminim, konuyu açanların yarısından fazlası sekmeyi kapattı bile

"Vicdanınızın sizi özgür kılmasından korkuyormusunuz ?"

Arkadaşlar durum sadece engellilerden ibaret değil, asıl durum dünya karmaşasıdır...

Savaş,açlık, acı ve ölüm her yerde. Ve bazı kaderci-dinci arkadaşlar bu durumlara

Tanrının işi diyerek sıyrılabiliyor.. İnanan bir kardeşiniz değilim anlıycağınız
ama burdan anlamanız gereken sadece tanrının işi diyerek işin içinden çıkmak ne kadar doğru ?

Geçen akşam ailecek masamızda yemek yerken birden savaş konusu açıldu ve herkes iştahını
kaybetmeden yemeğini güzelce bitirdi..

Bizi insan ırkı olarak kutsayan ve üstün yeteneklerle donatan şeye çok güzel teşekkür ediyoruz...

Kurmuş olduğumuz dünya ya bakalım, baktığınız şey sizi mutlu ediyor mu ?

"Para,güç ve teknoloji" umarım bu üç şeyi de görmüşsünüzdür, peki biz ne yapıyoruz
para ve teknoloji uğruna kendimizi kiralatmıyormuyuz ? yaşamak için para mı lazım bize ?
düşünüyorum da fahişelerden pek de farkımız yok. Ve utanmadan tüm bunlara modern yaşam diyoruz...

Üstelik ne için okuduğumuz da tam bir gizem.(Düşünmeyi ve okumayı aynı kefeye koymayın)

Ben size söyleyeyim, gerçi durun siz biliyorsunuz ileride eşşek gibi çalışmamak için?

Oysaki siz okuyup, çok para sahibi olup, iyi bir tüketici olup bu piramitte daha iyi bir yerde

olmak için okuyorsunuz... evet böylece haftada 1 yerine 2 en iyi ihtimallede 3 gün izniniz olur.
Aman da ne kadar kutsal bir amaçmış sizinki...


Ve burada size soruyorum.
Bir insanı, insan yapan nedir ?
İnsanlar neden,üstün zeka ve irade sahibi ?(mi)
Tüm bunlar size yetiyor mu ?
Bu sistemin adı modern kölelik değil mi ?
Sürekli, sanal dünya ile gerçek dünya arasında geçiş yaparak uyutuluyormuyuz ?
İnsan duygularından ve hislerinden arınabilir mi ?
Konunun amacı ne ?

Diğer birşeyde bunları size,eleştirdiğim teknoloji yoluyla anlatmamdır...
Evet arkadaşlar kafam çok karışık ama benim gibi düşünen bir azınlık olduğunu umuyorum,
lütfen yorumlarınızı esirgemeyin, yardıma ihtiyacım var özel mesaj olarak da bana ulaşın
hafta sonları müsaidim bu pazar olmasa da diğer haftalar cevap verebilirim...

Şunu aklından çıkarma "Seni hatırlayan son kişi de öldüğünde, sen de asla doğmamış olacaksın...

Dünyadaki Sınav Adil Mi ? (Dev Konu !)




Şimdi hep söylenen bir söz vardır: "Herkes bir sınavda, bir imtihandan geçiyoruz."

Okuldasınız ve sınavın başlamasına sadece 5 dakika kaldı, sigaranızı içtiniz, biraz dolaştınız ve sınav zamanı geldi, sınıfınıza giderek sıranıza oturdunuz ve kağıdınızın gelmesini bekliyorsunuz, evet, her şey hazır olduktan sonra herkes aynı saat içinde, aynı anda sınava başladı, herkese noktasına kadar aynı soru soruldu, hiç bir şekilde kimse kopya çekemedi, herkes bilgisi kadar not aldı.

Soru 1: Sınav adil midir ? Yoksa değil mi ? Değilse sebebi nedir ?

Mantıksal olarak verilmesi gereken cevap: "Sınav aynı anda başlıyor, herkese aynı sorular soruluyor. Hiç bir şekilde kopya çektirilmiyor, o halde bu sınav adildir."

Sizce de öyle değil mi ? Peki size bir soru sormak istiyorum,

Herkesin adil şartlar dışında girdiği (Kopya çekmenin sadece belirli kişiler için izin verildiği, sevdiği kişiye özel olarak hocanın sorduğu sorunun kolay, sevmediği kişiye ise zor bir soru sorduğunu düşünelim.) bu sınav adil bir sınav olur mu ?

Peki, sınava girmeden 100 puan alsaydık ve sınavı geçseydik ?

Gelin bu teorime hep birlikte göz atalım ve bu anlattıklarımı dine uyarlayalım,

5 yaşında bir çocuk düşünün, hangi bölgede doğduğu, hangi dine mensup olduğu gibi durumların hepsinin geçersiz (önemsiz.) kılındığı. Çocuk bir sel, deprem veya başka bir doğal afet sonucu hayatını kaybediyor, aklının kavrama (İyi, kötüyü ayırt etme, doğru, yanlışı anlama, kendi dinini belirleyebilme.) yeteneğinin olmamasından dolayı her türlü güzelliğin, huzurun olduğu mükemmel cennete gitmesi olası. (Bakın %100 demiyorum, tüm dinlere göre kabul gören bir durum olduğu için cennete gitme olasılığının yüksek olduğunu söylüyorum.)

Bu, tıpkı anlattığım öğrencinin çalışıp, sınavdan geçebilmek için elinden geleni yapmasıyla (Yani adil bir sınav ile.) ne kadar uyumlu, doğrudur ?

Şu an anlattığım durumu şöyle düşünün,

Sınav günü, sadece A kişisi sınava giremiyor. (Rapor almış ve hasta diye farzedelim.)

Ve bu kişi sınavı yapan öğretmenin oğlu, aslında çocuk gerçekten hasta olduğu için değil, çalışmadığı ve sınavdan düşük alacağı korkusu ile böyle bir şey yaptı. Sınavdan bir gün sonra çocuğun babası oğluna evde tüm soruların cevabını veriyor, çocuk ertesi gün tekrar sınava giriyor ve 100 alıyor, peki bu adil bir sınav mıdır ?

Kısacası, 5 yaşında bi çocuk düşünün, hangi yerde doğduğunun ve neye inandığının bir önemi olmasın, bir gün gelen bir sel sonrasında hayatını kaybediyor, çocuğun bu durumda cennete gitmesi yüksek bir olasılık, ama ben yıllarca yaşıyorum, iyilik kötülüğü ayırt edip cennete gitmek için uğraşmak zorunluluğunda, Tanrı'nın yasakladığı şeylerden kendimi uzak tutmam gerekiyor, peki bir çocuğun direkt sınava girmeden sınavı geçip cennete gitmesi, benim ise yıllarca yaşayıp, bu sınavı geçmek için uğraşmam ne kadar doğru ? Peki bu adil bir sınav mıdır ?

Dikkat edilmesi gereken ikinci bir nokta ise:

Zengin bir ailede doğan bir çocuk hayal edin, ömrü boyunca yediği de yemediğide önünde. Bu halde o çocuk Tanrıya inanır, ibadet eder, mümkün olduğunca kötülük yapmayıp, yaptığı kötülüklerde de Tanrı'ya tövbe edip, ondan kendisini affetmesini isterse çok büyük ihtimal o kişi, her türlü güzelliğin olduğu, mükemmel cennete gidecektir.

Aynı şekilde Afrika'da doğan bir çocuğu düşünün, annesinin kucağında açlıktan ölmek üzere, kaburgaları gözüküyor, o kişide diğer kişi gibi mümkün olduğunca aynı şeyleri yapsa, o kişinin de yüksek olasılıkla gideceği yer, her türlü güzelliğin olduğu, mükemmel cennet olacaktır.

Her iki durumda da iki kişide cennete gidiyor, ama birisi dünayada refah içinde, huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşıyor, diğeri ise acı ve sefalet içinde, ama dediğim gibi ikisi de aynı yere gidiyor.

Peki sizce bu adil bir sınav mıdır ?

Hızınızı azaltmadan IP nizi değiştirin [Chrome, Programsız]



Chrome kullananlar yasaklı yasaksız (deepweb e ait onion vb. linkler harici) her türlü siteye erişim sağlayabilirler.

Bunu 3. sınıf uygulamalar ile yapmamız tabi ki mümkün

Hotspot, Özellikle twitter yasağından sonra günümüze popüler olan ZenMate uygulaması.

Bu 2 uygulama hem android platform da hem Linux, Mac hemde Windows üzerinden işe yarar ama tabi ki hızınızında şerefini haysiyetini zuckerberg.

Windows, Mac yada Linux için
Chrome u güncel sürüm olması şart

https://support.google.com/chrome/answer/2392284?hl=tr

Linkteki makaleyi okumanızda fayda var. Desemde bir çoğunuz okumayacak Veri Tasarrufu'nu Açma başlığının altındaki Bilgisayarlarda ve Chromebook'larda Tagına tıklayarak
Veri Tasarrufu'nu açmak için:
1 Chrome Web Mağazası'ndan Veri Tasarrufu uzantısını yükleyin. e tıklayarak eklentiyi chrome tarayıcınıza entegre edin.

Kullanımı gayet basittir.

Android ve Ios platformlarda ise;
Chrome Penceresinde

[Menü Tuşu]
Ayarlar
Veri Tasarrufu`na tıklayarak Açık hale getirebilirsiniz.

Hem internet kullanımından tasarruf hemde yasaklı sitelere tam erişim sağlar.

Dev İstihbarat Kulağı! Gizli Echelon Projesi,Echelon Üsleri ve Yeni Dünya Düzeni




ABD Yıllardır Türkiye'yi Nasıl Dinliyor? ya da ABD'nin İstihbarat Silahları!;
yazıları altındaki gazete köşelerinde bu tür denemelere denk gelebilirsiniz.

Çoğu insanın umurunda dahi olmayan yazılardır ve okumaya tenezzül etmezler ama incelemenizde fayda var çünkü bu sistem dünyayı karış karış dinliyor!

Dünya üzerinde pekçok kişinin haberi dahi olmayan bir projeyi açıklamak istiyorum sizlere. Başlıkta da belirttiğim üzere projenin ismi ECHELON.

Pekii nedir bu Echelon Projesi ve Dünya nasıl dinleniyor? Dünya üzerindeki üstleri nelerdir ve nerelerde barınıyor? Bu yazımda sizlere bunları açıklayacağım. Okumanızda fayda var.


Echelon Projesi Nedir?

Dünyadaki tüm iletişim araçlarını (telefon, faks, elektronik posta, teleks, radyo dalgaları) kontrol edebilen ve dinleyebilen bir sistem.

amerika, ingiltere, yeni zelanda ve avustralya gibi ülkelerdeki amerikan üstlerinde bulunan ve çeşitli haberleşme kanallarını dinlemeye yaradığı iddia edilen balon biçimindeki cihazlardan ibaret sistem.

Resim, takriben 4% (500x262) ölçeklenmiştir. Orjinal boyutta (518x271) görmek için bu çubuğa tıklayın. Yeni bir pencerede açmak için resme tıklayın.
[Resim: 6928_1.jpg]


Bunların dışında müttefik ülkelerde de üsler bulunuyor. Hatta yakın zamanda Kıbrıs üssünün açılma teklifleriyle tekrar gündeme gelmişti echelon projesi.

Sistem Türkiye'de de yıllar önceden beri kullanılmaktaydı. Bu konu hakkındaki detaylar için Gültekin Avcı'nın Bugün gazetesindeki yazısını aktarayım


2000’li yıllara doğru ABD’nin Türkiye’de 5 dinleme istasyonu vardı.

-İzmit körfezinde Karamürsel mevkiinde.

-Sinop Burnu üzerinde.

-Daha küçük çapta Samsun’da.

-Diyarbakır’daki uzun menzilli radar ve muhabere tesisi.

-Ankara Belbaşı mevkiinde. Sonraları Kandilli Rasathanesi’ne devredildiği söylendi.

Türkiye zikredilen istihbarat istasyonlarındaki faaliyeti durdurduğunu açıklamıştı o yıllarda.

Ne kadar doğrudur bilinmez.

NSA‘nın en yakından takip ettiği ülkelerin başında Türkiye geliyor. 1972 yılının Ağustos ayı...

Karamürsel dinleme istasyonunda “analist” olarak çalışan NSA görevlisi Perry Fellwock, NSA‘nın bütün Sovyet kodlarını kırabileceğini iddia etmişti.

O gün SSCB’nin kodlarını kırabilen NSA, bugün Türkler’in kodlarını çok daha rahat kırmaktadır.

Fellwock, Türkiye’deki dev çanak antenleri kullanarak Sovyet ordusunun yaptığı telsiz görüşmelerini ve hatta Sovyet Başbakanı Kosigin ile ölümünden kısa bir süre önce kozmonot Vladimir Kamorov arasında geçen dramatik konuşmayı da dinlemişti.

Zaten NSA‘nın ABD’de Fort Meade‘deki merkezi bilgisayarı “Texta“da bütün dünyadan gelen gizli bilgiler toplanıyor.

Bu açıdan Türkiye’de MİT’in Genelkurmay’ın veya şu bu kurum ve kişinin telefonlarının dinlenip dinlenmediğini tartışmak bile abestir.

SSCB’nin dağılmasından sonra ABD’nin, Türkiye’deki birçok üssünü kapatmasına rağmen dinleme üslerine dokunmadığı, aksine daha da güçlendirdiği söyleniyordu. 60’lı yılların sonlarında NSA, kendine ait uyduları yörüngeye fırlattırmaya başladı.

Yüzlerce casus uydu

1976 sonunda KH-Keyhole (Anahtar Deliği) sınıfı ilk dinleme uydusu, 480 kilometrelik yüksek bir yörüngeye oturtuldu. ABD Türkiye’yi de çeken KH uydularının gönderdiği yüksek çözünürlüklü askeri tesis fotoğraflarını İngiltere’ye bile vermedi. Sadece İsrail’e.

Bu uydu hem Doğu Bloku’nun telsiz konuşmalarını hem de sivil telefon görüşmelerini dinleyecekti.

Günümüzde, artık yüzlerce casus uydu dünya çevresinde yörüngede bulunmaktadır.

Bunlar hem askeri hedefleri gözetlemekte hem de dünyanın neresinde olursa olsun insanların yatak odalarının içlerini bile görüntüleyebilecek uluslararası telefon, teleks veya veri bağlantılarını sistematik olarak inceleyip ilginç bilgilerin bulunup bulunmadığını araştırabilecek donanımdadır.

Şubat-1989’da Almanya’da Der Spiegel dergisi, NSA hakkında, “ABD’nin Büyük Kulağı” başlığı altında bir kapak haberi yapmıştı.

Bu haberde; Kuzey Denizi ile Alpler arasında her kim herhangi bir telefonun ahizesini kaldırdığında NSA‘nın öbür uçta oturduğunu herkesin bilmesi gerektiğini iddia etmişti. İddia doğruydu.

NSA’nın emsalsiz ve karşı koyulması çok zor küresel gözetim ağının adı Echelon.

Dünyadaki bütün telefon, faks, telsiz, mail, SMS, PC ve elektronik posta iletişimini dinleyen dev bir kulak Echelon ve onun eşsiz sistemi SIGNET.

ABD’nin sürekli inkâr ettiği Echelon‘un varlığı resmi olarak ilk kez, 23 Mayıs 1999’da Avustralya, Canberra’daki Savunma Sinyalleri Müdürlüğü (DSD) Başkanı Martin Brady‘nin yaptığı açıklamayla kabul edildi. Oysaki Echelon 50 yıldır vardı.

Brady, ülkesinin 50 yıldır var olan ve gizlenen küresel bir elektronik izleme sisteminin parçası olduğunu kabul eden ilk kişi oldu.

Aramızda 36 yıl fark var

Echelon sistemine 5 ülke üye idi.

ABD, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada.

Ayrıca, çeşitli müttefik ülkelerde de Echelon‘un üsleri var. Milli Güvenlik Ajansı NSA, mevcut bilgisayar teknolojisinin 15 sene ilerisinde olan nanoteknolojik bilgisayarlara sahiptir.

Bugün Google Earth bile halkın hizmetindeyse, NSA bundan ne kadar ileridedir siz tahmin edin.

Ama ölçü şudur :

Faks cihazının icat edilmesiyle insanlığın hizmetine sunulması arasında bir insan ömrüne yakın bir zaman geçmiştir.

Yani bir istihbarat servisi teknolojik bir hizmetin insanlara yayılmasına yol verdiyse, kendisi bu sistemin en az 10 sene ilerisindedir.

ABD’yi abartmıyorum. Sadece gerçekleri söylüyorum.

Echelon‘un en büyük kulağı olan İngiltere’deki Menwith Hill üssünden tüm Avrupa’yı dinleyebilen, Almanya ve Fransa devlet adamlarının kriptolarını yerle bir eden Echelon SIGNET sistemini, Türk istihbarat teknolojisinin durdurabilmesinden bahsedebilmek mümkün değil.

ABD’nin 1977’den beri kullandığı uçan bilgisayar AWACS istihbarat uçaklarını, ülkemiz maalesef daha yeni alma ve kullanıma sunma durumundadır. Bu uçakları üretme değil, sadece kullanabilme imkânına erişme konusunda bile ABD ile aramızda 36 yıl fark var!
 "

Sistemin kökleri II. Dünya savaşı yıllarına kadar dayanıyor. Nazi Almanyasına karşı ittifak yapan İngiltere ve ABD, istihbarat alanındada yakın bir işbirliği yapar. Bu iki ülke geliştirdikleri şifre çözücülerle düşmanlarının radyo haberleşmelerini dinler ve yüzbinlerce gizli mesajı çözerler.

Savaşın sona ermesi ile birlikte, 1948 yılında Amerika’nın öncülüğünde Avustralya, Yeni Zelanda, İngiltere ve Kanada UKUSA anlaşmasını imzalayarak bu örgütlenmeyi devam ettirmekteki kararlılıklarını göstermiş oldular. Daha sonra bu ülkelere Almanya, Danimarka, Norveç ve Türkiye işbirlikçi ülkeler olarak eklendi. O günden bu yana Echelon projesi ABD Ulusal Güvenlik Dairesi NSA’nın (Ulusal Güvenlik Ajansı)öncülüğünde yürütülmektedir.

[Resim: ech1.jpg]

Amerika, yıllardır yöneltilen eleştirilere ve dünya kamuoyunun tepkisine aldırmadan tüm sırları deşifre etmeye devam ediyor.

Sistem, yıllardır açılan yeni üslerle beraber dünyayı dinliyor desek yanlış olmaz.

Bu sistem her ne kadar reddedilse de gerek Avustralya'nın açıklaması gerekse günümüzde ortaya çıkan skandallar bu sistemi doğrular nitelikte.

Teröre Karşı Echelon'un Önemi

ABD, Irak ve Afganistan'ı işgal ettiği dönemlerde bu sistemden oldukça fazla yararlanmıştır. Terör örgütlerinin en ufak bir teknolojik cihaz iletişiminde bile ABD'nin bunlardan haberi olsa dahi asıl amaçları ülkeyi sömürmek olduğu için Echelon eşliğinde ülkeyi kısa zamanda teröristlerden ayıklayıp barışı getirmemişler. Tüm kaynakları sömürmüşler ve ülkeleri güçsüz ve çaresiz bırakmışlardır. Bu da İsrail'in ortadoğu projesi için bir kapı niteliğindedir.

E ne de olsa koskoca ikiz kulesini patlatan adam bu bahaneyle oraları işgal ettikten sonra Bin Ladin'i öldürüp hemen dönmesini beklemek yanlış olur. 


DÜNYANIN EN BÜYÜK KULAĞI: NSA

Amerika'da dinleme faaliyetlerini yürüten üç ayrı kuruluş bulunuyor; NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı), FBI (Federal Araştırma Bürosu) ve CIA. ABD'nin 'en büyük kulağı' olan NSA, Başkan Harry S. Truman'ın 24 Ekim 1952'de imzaladığı 'çok gizli' genelgeyle kuruldu. Truman bu yeni kuruluşa, dünya çapında iletişim istihbaratı görevi verdi. Önceleri diplomatların ve askerlerin şifreli telsiz görüşmelerini dinleyen NSA, daha sonraları uluslararası sivil telefon görüşmelerini de hedefleri arasına aldı.

1960'lı ve 70'li yıllarda ortaya çıkan yönlü telsiz haberleşme ve uydu teknolojisi NSA'nın işini daha da kolaylaştırdı. Artık havaya çıkan hiçbir radyo sinyali, hiçbir telefon görüşmesi NSA'nın dünya yüzeyine dağılmış binlerce uzmanının eline düşmekten kurtulamıyordu. NSA, kurulduktan hemen sonra, gizli bir iç yönetmelik çıkararak CIA ile işbölümü yaptı. CIA de bir yıl sonra, kendi sınırlarının belirlemek amacıyla FBI ile pazarlığa oturdu. CIA'nin ülke içindeki faaliyet alanı çizildi. NSA'da halen 21 bin personel görev yapıyor.

Bu rakam bazı iddialara göre 50 bin civarında. ABD, elektronik istihbarat için yılda 20 milyar dolar harcıyor. NSA'nın yıllık bütçesi ise 3,6 milyar dolar. NSA'nın Boeing 707 uçak gövdeleri üzerinde geliştirilen RG-135 tipi uçakları ABD hava kuvvetleri içinde bağımsız olarak görev yapıyor. ABD donanma gemileri görünümündeki gemileri okyanus ve denizleri denetliyor. NSA'nın yer istasyonlarının ABD büyükelçiliklerinde ya da ABD'ye dost ülkelerin topraklarında, evsahibi ülkelerin denetimine tâbi olmaksızın faaliyette bulunduğu sanılıyor. Sistemin parçaları, internet, yeraltı ve denizaltı haberleşme kabloları, telsiz haberleşmesi ya da büyükelçiliklere yerleştirilen gizli aygıtlar aracılığıyla yapılan her türlü iletişimi ele geçiriyor ve uydular vasıtasıyla NSA "


Dünya üzerindeki Echelon Projesi lokasyonları:

ECHELON LOKASYONLARI: 


RAF Menwith Hill (North Yorkshire, UK)
GCHQ Bude (Cornwall, UK)
Sugar Grove (West Virginia, US)
Naval Security Group Activity Sabana Seca (Puerto Rico, US) (*decommissioned)
Yakima Training Center (Washington, US)
GCSB Waihopai (Marlborough, NZ)
Pine Gap (Northern Territory, AU)
Australian Defence Satellite Communications Station (Western Australia, AU)
Chung Hom Kok (Hong Kong, HK)(*decommissioned)
Misawa Air Base (Aomori, JP)
Ayios Nikolaos Station (Cyprus, UK)
Bad Aibling Station (Bavaria, DE)
Griesheim Site (Hesse, DE)
Canadian Forces Station Leitrim (Ontario, CA)
NSA Headquarters, Fort Meade (Maryland, US)
Gordon Regional Security Operations Center (Georgia, US)
Medina Regional Security Operations Center (Texas, US)
Buckley Air Force Base (Colorado, US)
Kunia Regional Security Operations Center (Hawaii, US)
Naval Computer and Telecommunications Station Guam (Guam, US)
Shoal Bay Receiving Station (Northern Territory, AU) [/b]

Echelon ile birlikte, ABD’nin uluslararası ihalelere girecek Amerikan şirketleri için rakiplerinin sırlarını çalmak amacıyla da sistemi kullandığı öne sürüldü. İddiaya göre, ABD firmalarının katılacağı ihalelerde rakip şirketlerin iletişimi dinlenerek milyarlarca dolarlık kazanç sağlandı.

Daha önceki yazılarda bahsetmiştim. ABD'nin Yeni Dünya Düzeni altında yapmış olduğu pek çok çalışmalar var ve bunları yıllar önceden İlluminati Kartları aracılığıyla Dünya'ya sunarak bir güç göstergesi uyguluyorlar.

Bahsettiğim üzere Yeni Dünya Düzeni (New World Order) için gerekli en büyük etkenlerden biri de Dünya piyasası ve devletler arası konuşmaların sıkı biçimde dinlenebilmesidir.

Sizlere belirttiğin kart destesinden birkaç örnek göstererek projenin varlığını ve Dünya'da neler yapabileceğini göstermek istiyorum. Yazının ilk paragraflarında da dediğim gibi incelemenizde fayda var çünkü Dünya'yı avucunuzda tutmak istiyorsanız bu projeler şart. 


Resim, takriben 17% (500x679) ölçeklenmiştir. Orjinal boyutta (601x816) görmek için bu çubuğa tıklayın. Yeni bir pencerede açmak için resme tıklayın.
[Resim: illuminati-card-bigger-business.jpg]


Büyük şirketler, büyük gelirler demektir. Dünya'yı elinde tutmak isteyen biri rakip şirketlerin önüne geçip kendi firmalarını dünya geneline yayabilirse gelecek olan ciro ülke için büyük önem arz eder.

Resim, takriben 11% (500x731) ölçeklenmiştir. Orjinal boyutta (557x814) görmek için bu çubuğa tıklayın. Yeni bir pencerede açmak için resme tıklayın.
[Resim: illuminati-card-market-manipulation.jpg]


Yine bir ticaret poitikası örneği. Biliyorsunuz, Dünya ticaretinde Yahudilerin büyük payı vardır ve en büyük şirketler bunların elindedir. ABD ve İsrail'in Yeni Dünya Düzeni için izledikleri yolların başında ekonomi ve ticaret borsalarının kontrolü geliyor. Parayı elinde tutan, Dünya'yı yönetir.

Resim, takriben 14% (500x707) ölçeklenmiştir. Orjinal boyutta (578x817) görmek için bu çubuğa tıklayın. Yeni bir pencerede açmak için resme tıklayın.
[Resim: illuminati-card-fred-birch-society.jpg]


Echelon sayesinde insanlara şantaj yaparak resimde de görüldüğü gibi üç maymunu oynamaları sağlanıyor.

Resim, takriben 13% (500x711) ölçeklenmiştir. Orjinal boyutta (570x810) görmek için bu çubuğa tıklayın. Yeni bir pencerede açmak için resme tıklayın.
[Resim: illuminati-card-nsa.jpg]


Yine bir dinleme, şantaj ve skandal örnekleri. Bu kayıtlar satılıp gelir elde edilebileceği gibi önemli hamleler yapılarak politik çıkarlar da sağlanabilir.

Resim, takriben 14% (500x700) ölçeklenmiştir. Orjinal boyutta (577x807) görmek için bu çubuğa tıklayın. Yeni bir pencerede açmak için resme tıklayın.
[Resim: illuminati-card-tape-runs-out.jpg]


Dinleme kayıtlarının önemini anlatan, Dünya'yı nasıl sarsabileceklerini açıkça ifade eden bir kart. Herşeyi açıklıyor diyebilirim.

ASELSAN üç yerli silah tanıttı




ASELSAN deniz sistemleri TORK, ASIST ve SONOBOY'u tanıttı
Deniz sistemleri alanında yurt dışı ürünlerle rekabete soyunan ASELSAN, 3 yeni sistemi uluslararası pazarlarda ilk kez görücüye çıkardı.

Resim yeniden boyutlandırıldı, orjinalini görmek için tıklayın.



Deniz sistemleri alanında yurt dışı ürünlerle rekabete soyunan ASELSAN, Torpidoya Karşı Torpido (TORK), ASELSAN Intersept Sonar Sistemi (ASIST) ve SONOBOY'u uluslararası pazarlarda ilk kez görücüye çıkardı.

Şirket, deniz sistemleri alanındaki en saygın uluslararası fuarlardan biri olan ve 400'ün üzerinde firmanın katıldığı Paris'teki EURONAVAL 2016 Fuarı'na ilk kez katıldı.


Resim yeniden boyutlandırıldı, orjinalini görmek için tıklayın.


Fuarda su altı akustik alanında, Torpido Karıştırma Aldatma Sistemi (HIZIR), Torpido Karşı Tedbir Dekoy Ailesi (ZOKA), yakın geleceğin en önemli teknolojilerinden TORK, öz kaynakları ile geliştirilip üretilen SONOBOY ve ASIST katılımcıların yoğun ilgisini çekti.

Fuar süresince birçok ülkenin Savunma Bakanlığı ve Deniz Kuvvetleri temsilcileri ASELSAN standını ziyaret etti ve deniz sistemleri konusundaki ürün ve kabiliyetlere ilişkin bilgi aldı.


Resim yeniden boyutlandırıldı, orjinalini görmek için tıklayın.


YAKIN GELECEĞİN SU ALTI SİLAHI
Dünyada sadece birkaç ülkenin üzerinde çalıştığı yakın geleceğin en önemli su altı silahlarından biri olması beklenen Hard-Kill Torpido (Torpidoya Karşı Torpido-TORK) konusunda ASELSAN çok önemli bir aşamaya geldi.

Gelecekteki torpido karşı sistemlerinin zorunlu bir unsuru olacağı değerlendirilen Hard-Kill konusunda 2014'te TÜBİTAK desteği de sağlanarak başlatılan geliştirme çalışmalarında kısa bir süre içerisinde ilk prototip geliştirildi ve deniz tecrübelerine başlandı.


Resim yeniden boyutlandırıldı, orjinalini görmek için tıklayın.


ASELSAN'ın su üstü gemilerinin torpidolara karşı savunulması amacıyla tamamen milli olarak geliştirdiği, özgün donanım ve yazılıma sahip TORK ile yüksek değerli unsur olarak tanımlanan ve stratejik öneme sahip su üstü gemileri denizlerde daha güvenli seyir yapma imkanına kavuşacak.

TORK, su üstü gemilerine karşı atılacak olan akustik güdümlü, tel güdümlü, güdümsüz ve dümen suyuna güdümlü torpidoları imha etmek amacıyla geliştirilen bir anti-torpido torpido özelliği taşıyor. TORK, platforma yaklaşan torpido tehdidine hassas şekilde yaklaşarak tehditten olan mesafesi ve yönünü ölçüyor ve imha mesafesine geldiğinde patlayarak tehdidi yok ediyor veya görev yapamaz hale getiriyor.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığının SONOBOY ihtiyacının yurt içinden karşılanması amacıyla geliştirilen yerli ürünlerin 2017'de seri üretime hazır olması planlanıyor.


Resim yeniden boyutlandırıldı, orjinalini görmek için tıklayın.


SONOBOY: YÜZER PLATFORM KONUM TESPİT ARACI
Denizaltı savunma harbinin önemli unsurlarından biri olan sonoboylar yüzer platformların konumlarının tespit edilmesi amacıyla kullanılan aygıtlardır. Çalışma süresi, derinlik ve kanal seçimi yapıldıktan sonra aygıt, gemi, uçak veya helikopterden bırakılır.


Resim yeniden boyutlandırıldı, orjinalini görmek için tıklayın.



Sonoboylar hedeflerin yaydıkları su altı seslerini elektriksel sinyale dönüştürmek için akustik sensörler kullanır. Akustik sensörden alınan bu sinyaller RF verici ile üzerinde sonoboy alıcısı bulunan uçak yada gemilere gönderilir.


Resim yeniden boyutlandırıldı, orjinalini görmek için tıklayın.


Resim yeniden boyutlandırıldı, orjinalini görmek için tıklayın.


Kaynak: Aselsan üç yerli silah tanıttı